KV Danışmanlık

ISO 22000-2018 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Yararları

 

  • Tüm gıda zincirine uygulanabilir olması,
  • Yönetime kritik bilgilerin sunulması suretiyle kolay karar verebilme olanağının sağlanması,
  • Tüketicilerin gıda güvenliği ile ilgili taleplerinin tamamının karşılanması .
  • Uluslararası düzeyde tanınan bir sistem olması nedeniyle ihracat kolaylığı,
  • Ürün gen toplama riskinin azaltılması,
  • Çalışanların iş veriminin ve memnuniyetinin artırılması,
  • Çalışanların hijyen ve gıda güvenliği konusunda bilinçlenmesi,
  • Proses kontrolün dokümanlarla kanıtlanmasına olanak vermesi,
  • Yükümlülüklerini bilen ciddi ve profesyonel bir organizasyon oluşturulması,
  • Gıda zehirlenmeleri ve ölüm risklerinin düşürülmesi,
  • Kanunlara uyumluluğun sağlanması ,
  • Resmi denetimlerde karşılaşılan sorunların en aza indirilmesi
  • Gıda israfının (gıda bozulmaları, vb.) ve bu israftan kaynaklanan maliyetlerin en aza indirilmesi,
  • Çalışma ortamının iyileşmesi,
  • Müşteri güveninin ve memnuniyetinin sağlanması.
  • Pazarlamada rakiplerin önüne geçilmesi,
  • Ürün kayıplarının azaltması.
  • Ürün güvenlik problemlerini önlemesi,
  • Hata yapılarak kazanılan tecrübeye güvenmekten ziyade potansiyel tehlikeleri önceden haber
    vermesi,
  • Gıda işletmelerine güvenli gıda üretmek için kanuni zorluklan karşılamada güvenirlik sağlaması,
  • Etkin kontrol geliştirmeye sistematik olarak yaklaşması,
  • Gıda zincirinin her aşamasında kullanılabilmesi,
  • ISO 9001 gibi kalite yönetim sistemlerinin tanımlayıcısı olması,
  • Geleneksel muayene ve kontrol sistemlerinden daha etkili olması,
  • FAO / WHO tarafından onay görmüş güvenilir bir sistemdir.

 

 

İÇME SULARIMIZDAKİ KANSEROJEN ASBEST TEHLİKESİ VE YAŞAMIMIZDA Kİ DİHİDROJEN MONOKSİT TEHLİKESİNE DİKKAT*

Öncelikli olarak ikinci konudan başlayalım isterseniz.

” dihydrogen monokside”adlı kimyasal maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, mümkün olmadığı takdirde çok sıkı kontrolünün yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Bu maddenin zararlarına bir göz atalım:

  1. Yoğun terlemelere ve kusmalara neden olabilir,
  2. Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur,
  3. Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir,
  4. Solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açabilir,
  5. Erozyona yol açar,
  6. Otomobil frenlerini etkinliğini azaltır,
  7. Ölümcül kanser hücrelerinin hepsinde bulunmuştur.

Bu kadar zararı olan bir maddenin hayatımızdan çıkarılması gerekmez mi?

Açıkçası ben asla çıkaramam… Sizde… Hatta bütün canlılar.

Neden mi?

Çünkü bu madde SU… O OLMAZSA DÜNYA OLMAZ, YAŞAM OLMAZ…

Hadi bakalım bir başka karsinojenik (kansere neden olan) kimyasal maddenden söz edelim.

ASBEST…

Çok iyi tanınan bir kimyasal karsinojenik madde.

“Türkiye’de içme sularımızın her litresinde milyonlarca lif asbest var.” ve asbestin nasıl tehlikeli bir kanser yapıcı olduğunu biliyorsunuz değil mi?

Kesinlikle Türkiye’deki içme sularını tüketmeyin desem? Sizce doğru mu?

Ancak suda asbest liflerinin olması doğal bir olaydır ve su kaynaklarının jeolojik yapısından dolayı kaçınılmazdır. Bazı bölgelerdeki içme suyunda asbest lifi sayısı 100 milyon lif/litre değerine kadar ulaşılabilmektedir.

Asbest gerçekten karsinojen bir maddedir, ancak etkisini solunum yoluyla alınırsa gösterir. Ağız yoluyla alındığında karsinojenik etkisi olmadığı sayısız toksikolojik ve epidemiyolojik bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

 

Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz değil mi?

Amacım; kolayca saptırılmış, saçma bilimsel cümleciklerle insanların nasıl yanlış düşünceye sürüklendiğini göstermek…

Konuya bilimsel yaklaşılmaması durumunda hatalı değerlendirmelere düşmek kaçınılmazdır.

Kimyasal maddelerin insan sağlığı ve çevre üzerindeki zararlı etkilerinin toplum üzerinde yarattığı haklı korku, bu hatalı değerlendirmeleri beslemektedir.

Sıklıkla yapılan yanlış, kimyasalların zararı konusunda bilimsel gerçeklerden uzak kişisel görüş bildirerek konuda hassas olan toplumu tedirgin etmektir.

Kısacası bilimsel temelden yoksun kulaktan dolma bilgi ile yapılan spekülasyonlar toplumda korku yaratmaktadır.

Kesinlikle bunlara aldanmayın…

*BİLİMSEL GERÇEKLER HER ZAMAN DOĞRUYU BULDURMAZ…

**Hocam Prof.Dr.Kamil BOSTAN’ın Gıda Toksikolojisi ders notlarından yararlanılmıştır.

 

 

KV Danışmanlık